Batu BOLAT 532
Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor, ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu cinayet sayılır mı?
Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in uçuruma yürüdüğünü görüyor. Birkaç adım sonra düşeceğini biliyor ama ondan hoşlanmadığı için hiçbir şey söylemiyor. Peki, bu durumda Ahmet bir suç işlemiş midir?
Bu sorunun cevabı sadece yasalarla değil, vicdanla ilgilidir. Kanunlar genelde yapılan şeyleri yargılar; ama vicdan, yapılmayanları da sorgular. Bazen hiçbir şey yapmamak da büyük bir kötülüktür. Kötülük sadece eylemle değil, sessizlikle de ortaya çıkabilir.
Ahmet’in sessizliği aslında bir seçimdir. O anda konuşmak yerine susmayı tercih etti. Bu onun hatası, sadece eylemsizliği değil, insanlık görevini yerine getirmemesidir. Çünkü insan sadece yaptıklarından değil, yapmadıklarından da sorumludur.
Bazen insanlar, hoşlanmadıkları birinin başına kötü bir şey gelmesini görmekten gizlice memnun olabilir. Ama gerçek insan, sevmediği birinin bile zarar görmesini istemez. İyi olmak, sadece sevdiklerimize değil, sevmediklerimize de doğru davranabilmektir.
“Cinayet” kelimesi sadece öldürmek anlamına gelmez. Bazen sessiz kalmak da bir çeşit cinayettir. Ahmet, Mehmet’i elleriyle değil, sessizliğiyle öldürmüştür. Vicdan sustuğunda insanlık da susar.
Bu olay, özgürlük ve sorumluluk ilişkisini de düşündürür. Ahmet konuşabilir ya da susabilirdi; özgürdü. Ama özgürlük, sadece istediğini yapmak değil, doğru olanı seçebilme cesaretidir. Ahmet bunu yapmadı.
Sonuç olarak: Bazen birini izlemek bile kötülük yapmaktır. Yasa önünde suçlu sayılmasa da vicdan önünde kesinlikle suçludur. İnsan, değerini ne kadar konuştuğu ile değil, hangi durumda sessiz kalmadığıyla gösterir.
BATU BOLAT 11/E 532
Yorumlar
Yorum Gönder