Eslem Nur DUMLU 832

 VİCDAN İNSANDIR

Vicdan nedir? Eğer ki buna objektif olarak bakacaksak, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde doğru ve yanlışı ayırt etmesini sağlayan içsel bir güçtür diyebiliriz. Ancak bana göre vicdan, insanın ta kendisidir. Bir insan vicdanı olmadan yaşayamaz ve vicdanının sesini de susturamaz. 

 Bu hayata kimse saf kötü hâlde gelmemiştir. Hayat bazılarımıza o güzel nimetlerini sunarken, bazılarımızı ise kötü olmaya itmiştir. İyilik yardımseverlik değildir. Kötünün içinden doğruyu bulmaktır. Bu durumda kötü olan biz değiliz, kötü olan hayatın eşitsizliğidir. Çevremizde kötü insanlara genellikle vicdansız diye bir tabir kullanırız. Ama bence kötülerde vicdansız değildir. Çünkü vicdan insandır. Vicdan her insanda bulunur. Ama önemli olan vicdanımızın sesini duyabilmektir ve ani karar vermemiz gereken durumlarda aksine çoğunlukla çıkarlarımızı gözetiriz. Belki de olay burada vicdandan da öte bencilliktir. Biz insanlar doğası gereği bencilizdir. Garip gelecek ama ben insanların dozunu kaçırmayacak bir seviyede bencil olması gerektiğini düşünüyorum. İnsanların kendini düşünmesi iyi bir şeydir. Çünkü hayat insana sen vicdanlısın ya da bencilsin diye bakmaz, vurur sillesini ve yoluna devam eder.

 Cinayet olarak adlandırdığımız durumlar insanlığa sığmayan olaylardır. Şimdi ben Ahmet ve Mehmet’in yaşadığı durumu sizlere farklı bakış açılarından düşüncelerimi yansıtarak açıklayacağım.

 Eğer ki Ahmet’in yerinde ben olsaydım. 

 Herkes her şey hakkında konuşmayı iyi bilir ama konu kendisi olduğu zaman bildiği tüm yanlışları doğru sayabilir. Mehmet bana gerçekten bir kötülük yapsaydı – örneğin ailemden birine zarar vermiş olsaydım zaman ben Mehmet’in uçuruma doğru yürümesine göz yumardım. Mehmet’in uçurumdan düşmesi beni mutlu bile edebilirdi. Artık içim soğurdu. Sonuç olarak Mehmet’i o uçurama ben yönlendirmedim. Onunla hiçbir münasebetim de olmadı. Sadece şans eseri o an oradaydım. Ancak konu sadece basit bir hoşlanmama meselesiyse kesinlikle benim bu durumda “dur!” diye bağırmam gerekirdi. Burada bize gerçeği verecek denklem Mehmet’in yaptığı kötülük. Dur dememem belki bir cinayet kanıtı sayılmaz ama beni şüpheli yapardı. Vicdanımın sesini duymazdan gelmiş olurdum. Ancak Ahmet yani ben her iki durumda da pişman olacaktım. O olaydan sonra kafamın içinde bir ömür boyu şu iki sesten biri olacaktı: keşke dur deseydim ya da keşke o an orada sussaydım. Dünyada hiçbir şeyin belirli bir kuralı olmaz ihtimaller vardır ve herkes kendince haklıdır. 

 Peki ya ben Mehmet olsaydım. Öncelikle hiç kimse birini iyi ya da kötü diye tanımlayamaz ve ölümüne göz yumamaz. Ben bu noktada katilimin kesinlikle Ahmet olduğu düşünürdüm. Evet beni uçurumdan o itmedi ama ölüme yürümeme göz yumdu. Bu onu bir cani yapardı. 

 Yani bu dünyada yaşanan her olay kişilerin bakış açısına göre değişiyor, yeni bir hal alıyor. Hem Ahmet hem Mehmet oldum ve sırasıyla tüm tezleri elimden geldiğince savunmaya çalıştım. Şimdi geri en başa dönelim ve olabildiğimizce objektif bakalım. 

 Eğer ki ben bu olaya atanmış düz bir savcı olsaydım. Kendini koruyamayacak bir durumda olan birinin ölümüne göz yummak bir cinayettir, Mehmet kötü biri bile olsa bu haksız bir rekabet olacağından evet katil Ahmet’tir derdim. Ancak işine emek veren, iyi bir savcı olsaydım, asıl katilin Ahmet’ten de öte Mehmet’i o uçurumun kenarına götüren kişinin olduğunu söylerdim. İnsan kör de olsa, sağır da olsa hatta dünyanın en kötü insanı bile olsa ölüme isteyerek yürümez. Bu noktada asıl suçlu, asıl vicdansızlık Mehmet’i o uçuruma sürükleyendir. Evet Ahmet dur demeliydi ama bu onu katil yapmazdı. Ben önce Mehmet’i uçuruma sürükleyeni sonra ise Ahmet’i suçlardım ama kesin katil diyemezdim. Bu bir tasarlanmış bir cinayetti ve katil Ahmet değildir. Tabi Ahmet, Mehmet’i uçuruma götürmemişse. 

 Eslem Nur Dumlu 11/E 832

Yorumlar

Popüler Yayınlar