Dicle GÖKŞİN 661 - P2

 Bence Thomas mann, insan istemeyerek de olsa hayatta verdiği kararlarda özgür olmadığını, çevresi nasıl karar veriyorsa insanında o yönde ilerleyeceğini söylüyor. Bulunduğumuz çağ, yaşadığımız toplum, büyüdüğümüz aile, seçtiğimiz arkadaşlıklar bunların hepsi birer birer düşüncelerimizi şekillendirir. Hayatımız sadece bizim yaşadıklarımızdan ibaret değildir. Bir insanın en ufak bir sözü ya da davranışı hayatımızı yeniden şekillendirebilir. Bu yüzden düşüncelerimiz yaşadığımız bulunduğumuz çağ ve toplumla iç içedir. Örneğin mavi rengini sevmiyorsunuz; aradan biraz zaman geçiyor ve her yerde mavi görmeye başlıyorsunuz: mavi tişört, mavi elbise, mavi evler, mavi arabalar…Artık ister istemez mavi rengini sevmeye başlarsınız hatta mavi rengi size kendinizi güvende hissettirir, bulunduğun toplumun içinde olduğu için yabancı gelmez. Düşüncelerde böyledir başta bir fikre karşı çıkarsınız ama bulunduğunuz yerde herkes o fikri destekliyorsa beyniniz kendi iradenizden bağımsız bir şekilde o karşı fikri haklı bulmak için sebepler aramaya başlar ve karşı fikre katılırsınız. Bunu kendi hür iradenizle seçtiğinizi zannedersiniz ama toplum sizi yönetmiştir. Tüm bunlar yüzünden bende Thomas Mann a katılıyorum.

   Dicle GÖKŞİN 661