Doğa GÜLTEKİN 1398 - P2
İnsanın dünyaya geldiği andan itibaren kullandığı dil, benimsediği değerler, doğru ya da yanlış olarak gördüğü şeyler yaşadığı çağ ve toplum tarafından şekillenir. Örneğin teknoloji çağında yaşayan bir insan ile geçmişte yaşayan bir insanın hayatı ve düşünce biçimi aynı değildir.
Bugün insanların hayalleri, korkuları ve hedefleri içinde bulundukları zamanla doğrudan bağlantılıdır. Bu da bireyin hayatının çağıyla bağlantılı olduğunu gösterir. Örneğin günümüzde yaşayan gençler teknolojiyle iç içe büyürken, geçmişte yaşayan insanlar böyle bir imkâna sahip değildi. Bu durum insanların iletişim kurma şeklini, hayata bakışını ve hatta hayallerini bile değiştirmiştir. Bugün birçok insan geleceğini teknolojiye göre planlarken, geçmişte bu mümkün değildi. İnsan çoğu zaman bu etkilerin farkında değildir. Kendi fikirlerinin tamamen kendisine ait olduğunu düşünürken, aslında yaşadığı çağın ve toplumun etkisi altında kalabilir. Sosyal medyada yaygın olan düşünceler, toplumun benimsediği değerler ve çoğunluğun doğruları, bireyin zihnine fark ettirmeden yerleşir. Bu yüzden insan, bilinçsizce de olsa çağının düşünce biçimini yansıtır.
Toplumsal olaylar da insanın düşüncelerini etkileyen önemli unsurlardır. Bir ülkede yaşanan ekonomik kriz, savaş ya da doğal afet, bireyin günlük hayatına kadar yansır. İnsan bazen doğrudan bu olayları yaşamasa bile etkisini hisseder. Örneğin haberlerde görülen bir felaket, insanın ruh hâlini değiştirebilir, hayata bakışını sorgulamasına neden olabilir. Bu nedenle insan, yalnızca kendi yaşadıklarını değil, toplumun yaşadıklarını da bir şekilde içinde taşır.
Sonuç olarak Thomas Mann’ın bu sözü, insanın kendi hayatını yaşarken aynı zamanda çağının ve toplumunun izlerini taşıdığını anlatır
Doğa GÜLTEKİN 1398
Yorumlar
Yorum Gönder