Mustafa DAKAR 1595 - P2

İnsan genelde yaşadığı hayatı sadece kendisine ait sanır. Aldığı kararların, yaşadığı mutlulukların ve sıkıntıların tamamen kendi seçimleri olduğunu düşünür. Ama Thomas Mann’ın Büyülü Dağ romanında geçen “Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar” cümlesi, aslında bu düşüncenin pek de doğru olmadığını gösterir. Çünkü insan, farkında olsa da olmasa da yaşadığı dönemin ve içinde bulunduğu toplumun etkisi altında yaşar.

İnsan hangi çağda doğmuşsa, o çağın şartlarını da beraberinde yaşar. Savaş, hastalık, teknoloji, ekonomi gibi durumlar insanların hayatını doğrudan etkiler. İnsan bazen “bu benim seçimim” der ama aslında o seçimi yapmasına neden olan şey yaşadığı dönemdir. Mesela zor zamanlarda yaşayan insanlar daha kaygılı olurken, rahat dönemlerde yaşayanlar geleceğe daha umutla bakar. Yani insanın düşünce yapısı bile çağından bağımsız değildir.

Aynı zamanda insan yalnızca çağını değil, çağdaşlarını da yaşar. Ailesi, arkadaşları, çevresindeki insanlar onun hayatında büyük rol oynar. Başkalarının yaşadığı acılar, sevinçler ya da korkular insana ister istemez geçer. Toplumda konuşulan konular, yaygın olan düşünceler insanın zihnini etkiler. İnsan bazen kendi gibi düşündüğünü sanır ama aslında çoğu düşünce çevresinden ona bulaşmıştır diyebiliriz.

Bu cümle bir yandan da insana sorumluluk yükler. Eğer insan çağını yaşıyorsa, yaşanan sorunlara tamamen kayıtsız kalamaz. Toplumda olan biten her şey bir şekilde bireyin hayatına da dokunur. Bu yüzden insan sadece izleyen değil, gerektiğinde tepki gösteren bir varlık olmalıdır.

  Anlatmak istedigim, insan sadece kendi hayatını yaşayan tek başına bir varlık değildir. O, yaşadığı çağın ve birlikte yaşadığı insanların etkisiyle şekillenir. Thomas Mann’ın bu sözü, insanın toplumdan kopuk yaşayamayacağını açıkça anlatır. İnsan çağını yaşar ama aynı zamanda onu sorgulama ve değiştirme gücüne de sahiptir. Belki de insanı insan yapan şey tam olarak budur.

Mustafa DAKAR 1595